Islatma ve ıslanabilirlik
Islatma kelimesi kullanıldığında, katıların yüzeyi ile temas halindeki sıvıların davranışı tanımlanmaktadır. Katının yüzeyinin karşılık gelen özelliğine ıslanabilirlik denmektedir. Bir sıvının bir yüzeyi ne kadar güçlü ıslattığı, sıvının türü, malzeme, yüzey veya yüzeyin yapısı gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
Islanma doğrudan yüzey gerilimi ile ilgilidir. Bir su damlası içindeki kohezyon kuvveti, katının yüzeyine yapışma (adezyon) kuvvetinden daha az ise, damlacık katının yüzeyine yayılır ve katı tamamen ıslanır. Öte yandan, kohezyon kuvveti yapışma kuvvetinden büyükse, su damlası küresel bir şekil alır ve yüzey fazla ıslanmaz.
Şekil 1. Plazma işleminden önce ve sonra ıslanma ve ıslanabilirlik (sol – işlenmemiş yüzey, orta – plazma işlemi, sağ – plazma ile işlenmiş yüzey)
Birçok yüzey, temiz olduğu durumda bile safsızlıklar sebebiyle yoğunlaşan şekilde yetersiz bir ıslanabilirlik gösterir. Sonuç olarak bu durum sıvıların, yapıştırıcıların, cilaların ve boyaların yüzeyden yuvarlanmasına neden olur. Bunun nedeni sonraki yapıştırma, baskı, boyama veya kaplama gibi işlemler için yüzey geriliminin çok düşük ve yetersiz olmasıdır. İşlenmemiş malzeme prosese dâhil edildiğinde sonuç olarak genellikle boya ve vernik düzgün yapışmaz ve hızla tekrar gevşer veya yapıştırılmış parçalar dağılır. Plazma aktivasyonu ile bu durum önlenebilir. Bir yüzeyin plazma aktivasyonu, parçanın yüzey enerjisini arttırır ve uygulanan sıvı için birikme noktaları oluşturur. Bu çok iyi bir yapışma sağlar. Plazma aktivasyonu yüzeyi değiştirir ve yüzey enerjisini oluşturur, bu da yüzeye önemli ölçüde daha iyi bir ıslanabilirlik sağlar.
Sayfa içeriği relyon plasma GmbH tarafından sağlanmıştır. / Page content provided by relyon plasma GmbH.